Beşiktaş - T.Telekom, Demirören protesto, Ergin Ataman

Bir Beşiktaş hikayesi
• Bir Pazar sabahı sanal ortamda başlar yazışmalar.
S: Amatör kovalayan başkan nasılsın?
Şekerli: İyidir, aga
S: Basketbol maçı var, geliyor musun?
Şekerli: Maçı teveden veriyorlar mı?
S: Galiba Spor... veriyor.
Şekerli: Aga, fotoğraf makinasınada almıyorlar zaten. Gelmeyeceğim.
S: Ama demirören’i protesto edeceğiz.
Şekerli: O zaman geliyorum. M’ye haber verdin mi?
S: Hayır, bi haber versene.
Şekerli: Tamamdır.

• Telefon ile M aranır, Zırrrrrrrrrrrr
Şekerli: Nasılsın kardeş?
M: iyidir, sen nasılsın?
Şekerli: Bende iyiyim, basketbol maçı var geliyor musun?
M: Yok be başkan, dinleneceğim.
Şekerli: S dedi ki demirören protestosu varmış.
M: O zaman geliyorum.
Şekerli: Tamam, 13:00’de görüşürüz.
Telefon kapanır, çat...


• Günün acizliği: 5-10 liralık biletler 20 lira olmuş. Demirören’i protesto edebilmenin bedeli bilete 2 kat para ödeyebilmektir.
• Günün rezilliği: protestoların duyulmasını önlemek ve susturmak için hoparlör’in sesinin insanın kendi sesini duymayacak seviyede açılması.
• Günün sorusu: Ergin Ataman’ın demirören’i korumaya yeltenmesi insanın aklına “Ergin Ataman, demirören’in yıllar önce kaybolan akrabası mı” sorusunu getiriyor.
• Günün ayıbı: yapılan demirören protestoları karşılığında Ergin Ataman’ın oyunculara taraftara değil, sayunma odasına gitmeleri direktifi vermesi.
• Günün anonsu: “Salonda sigara içmek yasaktır”
• Günün sloganı: “ibra edenler, ihanet ederler”
• Günün güzeli: taraftar desteği ve takımın mücadelesi
• Günün şekerleri: devre arasında oyun sahasını çocuk bahçesine çeviren bıdıklar.