Uçurtma Avcısı - Khaled Hosseini


Khaled Hosseini isimli bir afgan yazar tarafından kaleme alınan kitap büyük başarılar yakalamasından sonra sinemaya da aktarıldı ama kitap olarak yakaladığı başarıyı sinemada gösteremedi. Kitap uyarlamalarının sinemada aynı derecede başarıya yakalamasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Bunun başlıca nedeni olarak kitap anlatımlarında bazı şeyler okuyucunun hayal gücüne bırakılırken sinema da yönetmenlerin , oyuncuların performansları ile bir kalıba sokularak dar bir açıdan bakılmaya neden olduğuna inanmaktayım. Konuya dönecek olursak eğer yazar Emir Can isimli bir çocuğun gözünden 1970 yıllarında ki Afganistan'ı ve daha sonraki yıllarda Amerika'da ki gençlik yıllarını arkadaşlık, ihanet, sevgi gibi temaları ele alarak kurgulamış.
Krallık döneminden demokrasiye geçiş yapan Afganistan'da zenginler rahat bir yaşam sürerken dünyanın heryerinde olduğu gibi fakirler yine aynı eziyetleri çekmektedirler. Kitabımızın kahramanı Emir Can bu zenginlik içinde yaşayan saygı değer bir babaya sahip olmasına rağmen annesini hiç görememiş bir çocuktur. Biraz kaypak, ikiyüzlü, kıskanç, korkak bir karakterdir. Kitabı okudukça kendisine bir nefret uyandırmakta, hakaretler etmenize neden olmaktadır. Emir Can'ın babası aileden zengin ve saygın biridir. Saygınlığı sadece zenginliğinden, ailesinden değil insanlara yardım etmesinden de kaynaklanmaktadır. Rahim Han ,Emir Can'ın babasının iş ortağı olmasının ötesinde dostudur. Ayrıca Emir Can'da ki yazarlık yeteneğine babasının aksine destek vermekte dost gibi yaklaşmaktadır. Kitabın bir diğer karakteri ise Hazara'lı Ali'dir. Hazaralılar afganlar tarafından pek sevilmez, alt sınıf olarak görülerek uşaklık gibi işlerde kullanılan bir halktır. Ali beş yaşındayken bir aracın anne babasına çarpmasıyla yetim kalır. Emir Can'ın büyükbabası herkes tarafından tanınan bir yargıçtır. Kazaya yapan zengin gençler karşısına getirildiği zaman verilebilecek en düşük cezayı verip, davayı kapatmıştır. Kitap da sert bir ceza olduğu söylense de 1 yıllık askerlik yapmanın neresi ağırdır anlamadım. Ali'yi ise evlatlık alır. Bu kazanın yaşandığı yıl ise Emir Can'ın babası dünyaya gelir. Ne kadar da sınıfları farklı olsa da kardeş gibi büyürler.
Hasan, Ali'nin oğludur. Annesi doğumundan sonra başka bir adamla kaçmış, öksüz bırakmışdır. Babası gibi ev işlerine yardım eden bi uşak olmasına rağmen Emir'in en iyi dostudur. Ne kadarda Emir bunu söyleyemese de öyledir. Hasan mert,gözüpek, vefalıdır. Arkanızı düşünmeden emanet edeceğiniz bir insandır.

Emir babasının annesinin ölümüne kendisinin neden olduğunu düşünmekte, bunun için mesafeli davrandığını sanmaktadır. Bunun yanısıra Hasan duyduğu yakınlığı da kıskanmaktadır. Unutmadan kitabın başlığının nereden geldiğini merak edenleriniz olabilir. Afganistan'da halk arasında her yıl uçurtma yarışları yapılmakta biri diğerinin uçurtmasını düşürüp gökyüzünde tek kalana kadar devam etmektedir. Bu düşen uçurtmaları ise uçurtma avcısı denen çocuklar tarafından yakalanmaktadır. Bu bir saygınlıktır. Hasan ise bunu beceren, mükemmel iç güdülere sahip bir çocuktur. Bazı ayrıntıları anlatarak kitabın tadını kaçırmak istemiyorum, size bırakıyorum. Emir babasının Hasan'a duyduğu yakınlıkdan dolayı bir şerefsizlik yapıp doğum günün de verilen bazı eşyalarını Ali'nin yaşadığı kulübede ki yastığının altına koyup babasına şikayet eder. Ne kadar da Emir'in babası Ali'ye ve Hasan' duyduğu sevgiden dolayı sesini çıkarmasa da Ali bu durumu hazmedemeyerek Hasan'ı alıp evden ayrılarak başka bir şehre yerleşir. Emir'in babası Ali'nin evden ayrılmamasına karşı çıksa da gözyaşları dışında elinden bir şey gelmez. Bir zaman sonra ruslar Afganistan'ı istila eder. Artık Afganistan'da gözyaşı, acı vardır. Emir ile babası birçok afganlı gibi bir kamyonun arkasına atlayıp ülkeyi terk ederek ABD'ye yerleşir.
Afganistan'dan ayrılalı 22 yıl olmuşdur. Emir eğitimini bitirmiş, yazar olmuş, evlenmişdir. Babasının kanserden ölümünden kısa bir süre sonra Rahim Han'dan bir telefon alır. Rahim Han Emir'i Pakistan'a çağırmaktadır. Artık yaptıklarının kefaretini ödemenin ötesinde hayatının en büyük sırrı ile karşı karşıya kalacaktır.

Deepnote: bıraksalar bütün kitabın özetini çıkartıcam ama yoruldum. Ayrıca kitabın tadını da bozmak istemiyorum. Bu güzel kitabı okuyun diyip kitapdan bir sözle yazımı bitiriyorum.


Hasan; “Bin tane iste, senin için yakalarım.”

1 yorum:

Şairler Parkı dedi ki...

Tesadüf eseri kitaptan haberim olmuştu. Başka bir kitap için gitmişken, Uçurtma Avcısı'nı alıp dönmüştüm. Karakterler oldukça iyi işlenmiş, hiçbir karakter silik değil, aksine çok net aktarılmış.

Kitabı bitirdikten sonra da filminden haberdar oldum. Filmi edindim; ancak hala izlemedim.Kitabı okurken kimi yerlerinde gerçekten zorlanmıştım, filmi izlerken o zorlandığım yerleri görmekten çekiniyorum.

Kitapların filme uyarlanmaları konusunda söylediklerine genel olarak katılırım. Yüzüklerin Efendisi hariç.:)

Ege