Tiyatro - Gizli Oturum



Dört gözle beklediğim şehir tiyatroları sezonu açtı ve bende ilk oyunuma gittim. Bu kadar zaman tiyatrosuz kalmam ciddi anlamda bende bir boşluk yaratıyor. Diyebilirsiniz ki;"özel tiyatrolar var gitsene". Tabiki gitmek isterim ama biraz tuzlu geliyor bütçeme, ama bu tam anlamıyla bahane sayılmaz biliyorum. Herneyse, bu haftasonu gitmiş olduğum Gizli Oturum isimli oyun hakkında sizi bilgilendirmek istiyorum.
Oyun iki perdede oluşmakta ve dört oyuncu tarafından sahnelenmek de. Konusu gerçekden ilginç. Cehennemde üç insan bir odaya koyulur. Cehennem derken öyle bildiğiniz cehennem değil, farklı odalardan oluşan bir yapı. Öyle odun, ateş, kazık gibi bir olay yok. Gayet sade bir cehennem burası, anlayacağınız gibi cezalarda öyle "yan bakayım" gibisinden değil. İşlenen olgu "insan insanın cehennemidir" şeklinde. Şehir tiyatrolarının sitesinde daha farklı anlatılmış ama burada önemli olan seyircinin ne anladığı değil mi? Bende bunu anladım. Oyunda Garcin, Etselle, Ines ve bunları buraya getiren başka bir karakter bulunmak da. Şu ismini yazamadığım karakter sanırım bir zebani. Ama gayet grantualet giyinen bir zebani. Şimdi burada yazan grantualet yazan kelimenin nasıl yazıldığını bilmediğimden bir çekincede kalmadım desem yalan olur. Ya grantualet'dir. Ya da grant tuvalet. Artık cahilliğime bağışlayın.
Biraz da karakterlerden bahsedelim. Gazeteci olan Garcin kendini bir kahraman olarak görmesine rağmen tam aksine korkak mı korkak, eşine eziyet etmeyi, aldatmayı kendinde hak gören bu rağmen eşi tarafından hep sadık kalınmış karaktersiz mi karaktersiz bir tip.
Etselle genç yaşta fakirlikden kurtulmak için kendinden haddince büyük biriyle evlenmiş güzel mi güzel ama bunun yanısıra eşini aldatmayı kendinde hak görmüş hatta bu sadakatsizlikden olucak çocuğu elleriyle öldürüp, sevgilisinin intiharına sebep olmuş bir kadın.
Ines ise diğerlerinden biraz farklı bir karakter, sanki bir lezbien hissi uyandırıyor insanda. Erkeklerden nefret eden onların duygularıyla oynamayı seven, ölümüne neden olabilecek kadar duygusuz bir kadın.
Bu üç karakter oyunun başlarında ne kadar kendilerini farklı gösterme çabalarında olsalarda ilerki dakikalarda artık kendileyle yüzleşme başlıyorlar ve yaptıklarını ortaya döküyorlar. Oyuncuların performansları her zaman ki gibi çok iyi, ama oyun için pek eğlenceli olduğunu söyleyemem. Gerçekden çok ağır bir oyun, farklı düşüncelerle gidecek olan kişiler için biraz sıkıcı olabilir. Ama benim gibi ben oyunuda, oyuncuyuda severim diyorsanız tabiki gidin.


Yazan : JEAN PAUL SARTRE
Yöneten : ERGÜN IŞILDAR
Çeviren : OKTAY AKBAL
Oynayanlar : ECE OKAY IŞILDAR , ELİF ÖZGE ÖNGEL , EMRE NARCI , ERGÜN IŞILDAR , OSMAN GİDİŞOĞLU
Sahne Tasarımı : ERGUN IŞILDAR
Kostüm Tasarımı : GAMZE KUŞ
Işık Tasarımı : ÖZCAN ÇELİK
Müzik Yönetmeni :
Yönetmen Yardımcısı : REYHAN KARASU-HANİFE SER

Hiç yorum yok: