Ateşi Yakalamak - Suzanne Collins


Sizlere daha önce tanıttığım Suzanne Collins'in “Açlık oyunları” isimli eserini hatırlayacaksınız, kitabın tanıtımını yaparken bu eserin bir giriş kitabı olduğunu ve devamı geleceğini belirtip ikinci kitabın yakında raflarda yer alacağından söz etmiştim. Kitabı bitireli iki ayı aşkın bir süre olmasına rağmen daha yeni yeni tanıtmaya fırsat buldum. Bu eseri okumayan kitap severler için yazacaklarım ön bilgi olması açısından iyi olacaktır diye düşünüyorum, okuyanlar için ise hem bu kitap, hemde serinin devamı için fikirlerimizi, beklentilerimizi paylaşabiliriz. Açlık oyunları'nı okuduktan sonra ikinci kitapda aksiyonun daha yüksek olacağına düşünmekteydim ki bu beklentim tam anlamıyla karşılanmadı. Kitabın yarısına kadar yine bir giriş, gelişme şeklinde ilerlediğinden dolayı sıradan ve sıkıcı geçiyor. Bu bölümlerden sonra aksiyon seviyesi yükseliyor ve serinin insanı çeken taraflarına doğru yol almalar başlıyor. Seriyi iki bölüm olarak nitelendirebiliriz sanırım, birincisi Katniss'in yaşadıkları diğer ise bir şekilde ona bağlı olan ama ayrı bir yerde duran isyan hareketi. Bu tür eserlerde beni etkileyen her zaman ana olaylar ve yan karakterler olmuştur ki bu eser içinde aynı şeyleri söyleyebilirim.
Hatırlayacağınız gibi açlık oyunlarının finalinde Katniss ufak bir hile yaparak hem Peeta'in (fırıncının oğlu, Katniss'in 12. mıntıkadan arkadaşı) hayatını kurtarmış hemde oyunlar tarihinde bir ilk yapıp aynı anda iki kişinin kazanmasını sağlamıştı ki bu Capitol tarafından kabul edilemez bir olay olasa da izleyicileri memnun etmek düşüncesiyle sessiz kalınmıştı. Oyunların devamında kahramanlarımız mıntıkalarına dönerek kendilerine vaad edilen ödülleri alıp, sıradan yaşamlarına dönüş yaparlar, ikinci kitapda buradan itibaren başlıyor. Belli bir zaman devam eden bu sıradan yaşam Capitol başkanının Katniss'i ziyaret etmesiyle son bulur. Başkan Snow oyunlarda Katniss ile Peete'in oynadıkları aşk oyununun bazı kesimleri tatmin etmediğini ve inandırıcı olabilmesi için evlenmeleri gerektiğini ister, kabul etmediği taktirde yakınlarına zarar vermekle tehdit eder. Katniss'in ise evlenmek gibi bir düşüncesi yoktur, olsa bile bu isim Peete olmayacaktır. Katniss'in bu durumdan kurtulmak için aklına gelen tek fikir ise ailesini ve arkadaşlarını yanına alarak mıntıkadan kaçmaktır. Burada bazı noktaları özellikle atladığımı söylemek isterim ki bunlar sadece burada anlatılar için değil serinin devamı içinde önemlidir. Bundan dolayı oyunlara kadar olan süreçde yaşanan büyük bir bölümü es geçiyorum.
Oyunlar artık 75. yılına gelmiştir, her 25 yılda bir oyunlarda süprizler yapılmakta oyuncu seçimleri değişklik göstermektedir. Bu sene ki sürpriz ise herkesi şok edecek cinstendir. Capitol'ün yeni kuralı her mıntıkadan bir erkek bir kadın galibin oyunlara katılmasıdır. Bu kural 12. mıntıkada üç kişi için geçerlidir. Birisi mecburen Katniss diğeri ise Peete veya Haymitch'dir (12. mıntıkadan oyunları kazanan ilk kişi ve kahramanlarımızın akıl hocası). Haymitch bir ayyaşdır, bu oyunlardan canlı çıkmasıda mümkün değildir. Ayrıca bundan önceki oyunda kahramanlarımızın hayran kitlesi, partnerlerin iyi anlaşması ve Haymitch'in zekası düşünüldüğünde Peete'in ikinci kişi olmasıda kaçınılmazdır. Yukarıda dediğimiz gibi oyunlar tarihinde kazanan galiplerin yarışacağını söylemiştik, bu kuralın kahramanlarımız için avantajları olduğu kadar dezavantajlarıda fazlasıyla mevcut. Biraz daha açıklamak gerekirse eğer kahramanlarımızın yaşları 15 civarı iken oyunlara katılacak olan diğer insanların bazıları çok yaşlı, bazıları ise delikanlı denebilecek seviyededir ki bu bazen tecrübe bazen ise bariz güç farkı demektir diyip kitabın konusunu burada kesiyorum, buradan sonra açlık oyunlarına hazırlıklar ve arenada ki ölümüne savaşlar ele alınmaya başlıyor. Ayrıca “ateşi yakalamak” isimli bu eserde ilk kitapta ki gibi modelistimiz Cinna, 12. mıntıkadan sorumlu Effie, Katniss'in kızkardeşi Prim, arkadaşı Gale gibi karakterler bizlere eşlik etmeye devam ediyor. Bu karakterlerin yanısıra oyunlarda yeni birkaç yan ama önemli karakterlerde sahne almaya başlıyor. İki eseri göz önüne aldığımızda serinin 4 veya 5 kitapdan oluşacağını tahmin ediyorum. Bundan fazlasıda sanırım okuyucuyu sıkar, en azından ben sıkılırım. Çıkan haberlere göre serinin bir sonraki kitabının raflardaki yerini alması ağustos ayı gibi gözüküyor, biraz sabretmemiz gerekecek. İki kitabı göz önüne aldığımızda 3. kitaptan itibaren aksiyonun, heyecanın çok daha üst seviyede olacağını tahmin ediyorum ki serinin devamında isyan hareketi iyice şekillenmiş olacak ve konu iyice oturacak Belki sinemaya aktarıldığı zaman yüzüklerin efendisi gibi bir şaheser bile ortaya çıkabilir. Umarım yazarımız bizi hayal kırıklığına uğratmaz.

Yarım-yamalak anlatmış olabilirim, elden bu kadar geldi kusuruma bakmayın.

1 yorum:

Kitapkolik dedi ki...

Serinin 3.kitabı bence filme yön verecek. 3.kitapta diğerleri gibi olursa çekilecek film fsane olur. Ama sanmıyorum ki Suzanne Collins ilk 2 kitapta yakaladığı başarıyı 3.kitapta sürdüremesin.