Oyuna gitme
düşüncesi olan var ise öncesinde bilet alma gişesinden oyun ile
ilgili olan tanıtım kitapçığını almalarını ve oyunun
yönetmeni olan Haldun Dormen’in benim severek okuduğum anılarını
paylaştığı sayfayı okumalarını tavsiye ediyorum. Oyun 1933
yılında Fransız yazar Jacques Deval tarafından kaleme alınmış
klasikleşmiş bir eser-miş. Oyun 2,30 saat sürede 2 perde halinde
sahneleniyor. Oyunun dekorları otel odası ve mutfak farklı
tasarımlanırken olayın geçtiği malikanedeki 2 odadaki geçişler
ufak değişiklikler yapılarak izleyici aktarılıyor. Müzik
kısmında ise oyuncuların bazı sahnelerdeki rusca söyledikleri
şarkı performansları insanları mutlu eden cinsten. Kostümler
dönemi iyi yansıtırken özellikle Rus asillerin giydikleri dönemin
kıyafetleri başlıbaşına gözalıcı, ihtişamlı, Çarlık
zenginliğinin görkemli yaşantısının yansımasıydı.
Oyun başladığında
Rus yazarların o ağır, kasvetli havasını andıran bir giriş
yapmış olması “bu akşam buna hazır değilim” düşüncesi
bende yaratsada zaman ilerledikçe yanıldığımı farkına vardım.
Sıkıcı bir girişten sonra gittikçe yükselen oyun ilerki
sahnelerde komik bir hal alıyor. Oyunumuzun iki ana kahramanı
zamanında Çarlık Rusya’sın da belli statülere sahip iki üst
seviye asilzadedir. General Mikael Ouratieff ve eşi Tatyana .
Tatyana’nın ünvanının söylemek isterdim ama o kadar uzun ki
benim yaşımdaki bir adamın bunu hatırlaması pek mümkün değil!
Rusya’da yaşanan Bolşevik Devrimi sonrası ülkeden kaçmak
zorunda kalan bu beyaz Rus kahramanlarımız Paris’te bir otel
odasına yerleşirler ve borç içinde yaşamaya başlarlar.
Kahramanlarımızı diğer kaçaklardan farklı kılan ülkeden
kaçarken Çar tarafından kendilerine çok büyük bir miktarda
altın emanet edilmesidir. Mikael bunun bir emanet olduğunu
söyleyerek her namuslu vatansever insan gibi tek kuruşuna dokunmaz
ve bir gün geri döneceğini düşünerek züğürt yaşamayı
seçer. Günler birbirini takip ederken karşılarına çıkan
hizmetçi aranıyor ilanı ile yeni evleri olacak olan malikanedeki
komik, bazen hüzünlü olaylar başamış olur.
Oyunun bazı
sahnelerinde dönemin Bolşevik Devrimi’ne göndemeler yaparak sert
eleştiriler yapmakta, bununla beraber kahramanlarımızın gerek
memeleket özlemini bazen de eski o ihtişamlı günlerine
özlemlerini komik, hüzünlü şekilde seyirciye sıkmadan
anlatmayı başarıyor. Oyuncuların genel performansları çok iyi,
şu bu diye ayırmak haksızlık olur düşüncesindeyim. Bu senenin
en güzel oyunlarından biri.
|
||||||||||||||||||
OYUNCULAR | ||||||||||||||||||
BARIŞ ÇAĞATAY ÇAKIROĞLU, BUĞRA CAN ILDIRIŞIK, CAN BAŞAK, CAN DOĞAN, CEYLAN ÇETE, ÇAĞRI ÖZGÜR HÜN, DİLAY TAŞKAYA, ENGİN AKPINAR, HAKAN GÜNER, MÜGE AKYAMAÇ, ONUR ŞİRİN, ÖZGÜN AKAÇÇA, SÜEDA ÇİL |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder