Benden sorulur Madımak


İncelediğimizde tarihde ki savaşların , katliamların , soykırımların insanoğlunun açgözlülüğünden , inanç ayrılıklarından , etnik kimliklerin hazımsızlığından , hoşgörüsüzlüğünden kaynaklandığını görürüz. Hiçbir insanoğlu kendi milleti için “hayır biz bu şekilde davranmadık” diyemez. Her millet geçmişinde bu tür insanlık dışı , dinlerin ortak felsefeleriyle yakından uzakdan alakası olmayan rezilliklere , davranışlara şahit olmuşdur. Yakın tarihde yaşanan bu olaylara örnek olarak Hitlerin yahudilere , Sırpların Boşnaklara , İsrail'in Filistinlilere , Fransızların Cezayirlilere , Bulgarların Türklere yaptıklarını bir çırpıda söyleyebiliriz. Ne demiştik? Her milletin tarihinde bu tür rezillikler mevcuttur. Peki Türkiye'nin geçmişinde bu tür örnekler mevcut değilmidir? Maalesef ki vardır. İlk akla gelenler ise gayrimüslimlere karşı yapılan 6-7 Eylül 1955 olayları , 1978 Sünni-Alevi çatışması, en sonuncusu ise 37 insanın öldürüldüğü 2 Temmuz 1993 Sivas katliamı'dır.
Türkiye içinde bu tür etnik veya dini çatışmaları körükleme görevini bazen devlet , bazen sivil darbeciler ,faşistler , bazen ise dış mihraklar oluşturmuştur. Ne kadarda birileri tarafından olaylar provake dilmiş olursa olsun sağ duyusu olmayan insanlar bunlara alet olmuşlar kapı komşularına , bu ülkenin diğer evlatlarına zulmetmişler , katletmişlerdir. Bugün ise bunlardan biri olan Sivas katliamının yıldönümüdür. Kendilerini müslümanlığın bekçisi sanan kişiler tarafından başka inançlara sahip 17-66 yaş arasındaki insanlar Madımak Oteli'nde canlı canlı yakmışlardır. Kameralar yansıyan bir görüntü vardır ki bu olayın vahimiyetini daha net bir şekilde ortaya koymaktadır. İtfaiye erlerinden birinin Aziz Nesin'i yangın merdiveninde darp edip , göstericelerinin ortasına atması ise olaylarının nereye geldiğini fazlasıyla göstermektedir. Olayların devamında bu katliama karışmış, devlet tarafından aranan insanların belediyelerde ssk'lı olarak çalıştıkları tespit edilmiştir. Bu olaylara göz yuman , adaleti sağlamayan devlet ise bunun başlıca sorumlusudur. İşin içinde olanların zaten adalet sağlaması beklenemez. Bizler halk olarak başka dinlere , etniklere saygı duymayı öğrenmeliyiz. Bu hem insanlığın , hemde dinlerin ortak noktasıdır.


Sivas (Gün Tutuşur)
Yumrukluyorum duvarları,yumrukluyorum kara gecenin bedenini
Ellerim kan içinde,nehirler taşmış yanaklarımda
37 can, 37 gül çatlamış susuzluktan sivasın içinde
Nasıl uyku tutar gözlerimi
Döne döne samaha duranlar tutuştu önce
Sonra türküler sonra da şiir çığlıksız düştü türkülerin
yanı başına
Sivas Sivas yiğitlik midir emanet cana kıymak
Yiğitlik midir bir tutam ışığı kör bıçakla güneşten koparıp
karanlığa kuban etmek
Söyle hangi kitapta vardır elleri kolları bağlıyı yakmak
Var mıdır kardelen akınında bir avuç inciyi ateşte tutmak
loov
Böyle garip düştüğüme bakma, böyle mahsun durduğuma
Varsın ateşim suskunlukla beslensin
Benimde yüreğim gençliğini almış yanına yürür başı dik
Senin de dağların var Sivas senin de dağların
Dağlarında Şahanların!


Gün tutuşur canım gece tutuşur
Yangınlarda tutsak canlar tutuşur

Gülüm toprak olur yele karışır
Yürür gelir canlar yollar tutuşur

Sivas ellerinde sazım tutuşur
Söz tutuşur canım türkü tutuşur

Teller bizi söyler diller yarışır
Özgürlüğü yazan kalem tutuşur

Canlar can olurda eller tutuşur
Dost evinde canım sevda tutuşur

Pir Sultanlar ölmez binler yetişir
Akar gelir canlar tarih tutuşur

Grup Yorum

3 yorum:

yürü güneşe dedi ki...

37 can tutuşmadı Sivas'ta. 33 konuk ve 2 otel görevlisi otelde yanarak ölmüşlerdi. Ölenlerden 2 kişi ise saldırganlardandı. Önemli bir ayrıntıdır, hele ki kalanlar açısından bu daha da önemlidir.

Şekerli dedi ki...

Ölenlerden iki saldırgan olsada bu insanları bu hale getiren toplumun , eğitimin , düşünce tarzının sorgulanması gerekmektedir. Bu insanlar hayata böyle başlamadılar , ama bu hale getirildiler. Konu sadece ölenler açısından değil geneli olarak ele alınmalıdır.

yürü güneşe dedi ki...

* Tabii ki dünya değişmeli, karanlık ve cehalet ortadan kaldırılmalı. Ama söylemek istediğim 37 can, 37 gül ya da öldürülen 37 kişi diyerek oradaki herkesi aynı kefeye koymamak gereklidir. Bu elleri kolları bağlı ölenlere, yakınlarına ve Madımak'ı yaşamış oanlara saygısızlıktır.

* Serdar Doğan'ın röportajından bir kesit:

“37 CAN” DENMESİ SİNİRİMİZİ BOZUYOR
- Sivas’ta ölenlerin sayısının 37 denmesi sinirinizi bozuyor mu?
Hem de çok. Özellikle o iki katilin otelde öldürülenlerle anılması anlaşılır bir şey değil. Otel yandıktan sonra bile hala saldırmaya devam eden ve askerin açtığı ateşle ölen iki kişinin yitirdiğimiz değerlerle anılması bizi çok incitiyor. Ben o iki katili asla hiçbir zaman kardeşlerimle anmayacağım.

- Diğer iki otel görevlisi için?
Ben orada ölen iki otel görevlisi çocuğu bizimle aynı kaderi paylaşmış, yazık olmuş iki genç insan olarak görüyorum. Ama onları da kardeşlerimle beraber anmayacağım. Biz orada taşlanırken o iki görevli patronlarına iletmek üzere neye zarar verdiğimizin notunu tutuyordu. İkisine de kaç kez söyledim çıkın, size bir şey yapmazlar diye. Ama onlar inatla patronlarının malını korumaya devam ettiler. Bize ne olduğu ise umurlarında bile değildi.

* Röportajın tamamının linki:
http://www.milliyet.com.tr/Guncel/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&KategoriID=24&ArticleID=1112267&Date=30.06.2009&b=Biz%20oteki%20oldugumuz%20icin%20o%20gunu%20yasadik&ver=32