Dublörün Dilemması - Murat Menteş

Son bir aydır Ramazan, oruç derken kitap okumaya vakit bulamadım. Aslına bakarsanız eğer vakit boldu ama işte orucun verdiği miskinlik hissi okumamızı engelledi. Şimdi oruç dedik sizin aklınızda “ bu adam blogda sosyalist tavırlar gösteriyor, şimdi ne orucundan bahsediyor?” demeyin. Siyasal görüşümüzün yeri ayrı dini yaşantımız ayrı. Artık başka bir yazıda ondan da birşeyler karalarız. Neyse konuyu dağıtmayalım, tanıtmak istediğim kitap Murat Menteş'in kaleme aldığı Dublörün Dilemması. Yakın zaman içerisinde bloglardın birinde Murat Menteş'in bir teve kanalında yaptığı söyleşiyi izleme şansımı oldu. Otuzlu yaşlarda gayet bilgili, konuştuğu zaman dinlenecek ama bir o kadar bana garip gelen bir şahsiyet. Bu tavırlarıda aynen kitaba yansıtmış. Şimdiye kadar bu tarz bir kitab pek okumadım desem sanırım abartmış olmam. Bu tarz yapıtlara beyaz perde de karşımıza çıkıyor ama ben kitap olarak ilk defa rastgeldim. Buna örnek olarak Fatih Akın'ın “Yaşamın Kıyısında” isimli filmini göstrebilirim. Biraz daha açacak olursam eğer farklı karakterlerin bir şekilde hayatlarının bir yerde kesişmesi olarak açıklayabilirim. Bu size klasik mi geldi? Diğer farklı yönü ise kitabın kurgulanması ve özellikle karakterler.

Kitabımız Nuh Tufan, İbrahim Kurban, Habib Hobo, Ferruh Ferman isimli dört farklı karakterin gözünden yaşananları anlatıyor. Kitabın ilk sayfaları final bölümünün bir kısmı ile başlıyor ve daha sonra normal seyrini izliyor. Bu karakterler içerisinde ön plana çıkan ise Nuh Tufan isimli dik başlı, sözünü esirgemeyen, bilgili ayrıca yüzsüz bir albino. Albinonun ne olduğunu biliyorsunuz değil mi? Şu doğuştan saçları, tenleri beyaz olan bazılarına garip bazılarına ise “ulan bunların parçaları uğurluymuş” diye öldürdüğü insanlar. Yanlış hatırlamıyorsam eğer Afrika'da bu insanlar ulu denerek öldürülüyordu, daha sonrada vücut parçaları uğurlu diye satılıyordu. -Gerizekalılar-
Bir diğer karakter İbrahim Kurban; kısa cümleler kurmayı seven, babadan zengin, güzel sanatlar okusada kimyaya merak salmış, Nuh'un okuldan arkadaşı.
Üçüncü karakterimiz ise Prof Dr. Umur Samaz'ın arkadaşı gizli servisten dedektif Habib Hobo.
Ve son karakterimiz paraya para demeyen -artık ne diyorsa- mafya babası Rıza Silahlıpoda'nın damadı Ferruh Ferman. Ferruh Ferman çocuk yaşlarda baba şiddetine maruz kalmış bundan dolayıda kekeme olan, arkeloji okumuş olmasına rağmen işsiz kaldığı dönemlerde Rıza Silahlıpoda'nın kardeşi Roza ile tanışmış ve hayatını birleştirerek “yürü ya kulum” denilen tiplerden biri.

Konuyu anlatırken bazı karakterlerin bağlantılarından bahsetmicem ki gidip kitabı alıp okuyun. Ferruh Ferman eşi Roza'nın geçirdiği trafik kazasından dolayı Rıza Silahlıpoda tarafından sorumlu gözüyle görülmektedir. Bu sorumluluğun karşılığıda bu dünyadan öbürküne tek taraflı biletle yolculuğa uğurlanmaktır. Bu durumu öğrenen Ferruh işin içinden nasıl çıkacağını düşünürken gazetede bir haber gözüne takılır; “işlerinize yetişemiyor musunuz? İki yerde birden olmak mı istiyorsunuz? O zaman bizi arayın.” -veya bunun gibi birşey- Haber ilgisini çeker, bunun üzerine Ferruh telefon numarasını arar ve olaylar başlar. Artıl Ferruh, İbrahim Kurban tarafından yapılan maskeleri takan Nuh sayesinde ölümden kurtulacaktır veya kusursuz düşündüğü plan bu şekildedir. Nuh ve İbrahim için ise kârlı gözüken bu anlaşma gittikçe tehlike arz etmeye başlacaktır.

Anlatım tarzıyla ve karakteriyle farklılık yaratan bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.

Kitaplı günler...

deepnoteee: Ramazan bayramınız kutlu, mutlu, şeker gibi olsun.

Hiç yorum yok: