Sahne tozu

Ta 10 ay önce bir başlık atıp “yıllardır tiyatro koltuklarında izleyiciyim, ama artık bende o heyecanı yaşayacağım” demiştim. Bu uzun, emek dolu günler bitti ve sonunda pazartesi akşamı oyunumuzu sahneledik, güzelde oldu. Tiyatronun ne kadar emek harcanan, zor bir meslek veya hobi olduğunu görmek, yaşamak, tecrübe etmek bu işi yapanlara karşı saygımı bir kat daha arttırdığını söylemeliyim. Ayrıca sahne provaları olsun, oyun un sahnelendiği an ve daha sonra duyulan alkşlar, methiyeler insanın yorgunluğunu bir anda silip süpürüyor. İnsanın gururun okşanması, sağının solunun ayrı oynaması, egosunun tavan yapması ayrı bir zevk.

Hatırlıyorumda askerliğin ilk günlerinde selam verirken heyecandan kalbim yerinden çıkacak gibi olurdu. Çavuş “git koş gel” der, koşup geldiğimde ise heyecanım yatışmaz üstünede yorgunluktan kalbim çarpardı. O günden bugüne gelmek garip. Hayat insanı inanılmaz değiştiriyor.

Oyunun sahnelendiği günün sabahı heyecandan kalbim ağzıma doğru fırlarken bacaklarımın bağları çözülmüşdü. Öğlen saatlerinde 100 mt sprint 40 km maraton koşacak gibi enerji doluyken oyuna bir saat kala sahnedeki koltukta uykuda, 20 dakika kala ise heyecan, telaş, korku, mutluluk vb gibi hislerden arınmış bir robot gibiydim. Bu kadar farklı duyguları, duygusuzlukları aynı gün içerisinde yaşamak gerçekten bir garip.

Oyun bittiğinde tam olarak ne yaşadığınızın farkında olmuyorsunuz, ta ki sonraki gün insanların size söyledikleri o güzel sözlere kadar. Tevelerde sağı solu oynayan insanlara gerçekten şimdi hak veriyorum. O sözler, davranışlar ister istemez insanın ayaklarını yerden kesiyor, farklı bir dünyaya taşıyor. Abarttığım düşünmeyin, yaşadım ve hâlâ inanamıyorum.

Tiyatronun insana kattıklarının yanısıra unutulmayacak anlar bırakmasıda ayrı bir güzellik. Bundan sonra belki bir daha sahneye çıkamacayak olsam bile o koltuklarda olmaya devam edeceğim.

Mutluluktan uçmak dedikleri bu olsa gerek.

Hiç yorum yok: