New York’ta Beş Minare [2010]

Aslında bu tür filmlere blogda yer vermiyorum ama Haluk Bilginer'in o mükemmel oyunculuğu hatırına birkaç satır karalamak gerekir diye düşünüyorum, ki bunu hak ediyor. Senaristliğini ve yönetmenliğini Mahsun Kırmızıgül'ün yapmış olduğu Newyork'ta beş minare isimli filmin oyuncu kadrosunda Mahsun Kırmızıgül, Haluk Bilginer, Mustafa Sandal, Robert Patrick, Danny Glover ve Gina Gershon'un yanısıra teve ekranlarından tanıdığımız birçok oyuncuda bulunmakta. Türkiye standartlarına göre yüksek bir bütçeyle çevrilmiş olması ve uluslararası bir film olması nedeniyle insanların ister istemez ilgisini çeken bir yapım. Filme fragmanlarında ki aksiyon sahneleri ve Haluk Bilginer'in oyunculuğunu görmek için gittiğimi de bu arada itiraf edeyim. Konuyu az-buçuk sinemayı takip edenler biliyorlardır ama yinede anlatayım.
Dini terör örgütünün elemanları polis tarafından ele geçirilir, yapılan sorgulamalarda Deccal takma isimli Hacı Gümüş ismine ulaşan polis, Interpol'un kırmızı bülteniyle bu terör örgütü liderini aramaya koyulur. Belli bir süre sonra Hacı Gümüş'ün abd'de olduğu tespit edilir ve fbi Hacı Gümüş'ün evine yaptığı bir baskınla aranan adamı canlı olarak ele geçirir. Bu yaşanan gelişmeler üzerine Hacı Gümüş'ü almak için Fırat ve Acar isimli iki polis abd'ye yola çıkar.
Konu İstanbul, Newyork, Bitlis üçgeninde yaşanan bu olaylar üzerine kurgulanmış. Filmin artı ve eksilerine biraz göz gezdirelim. Aslına bakarsanız eğer filmi neresinde hata yapmışlar, bulupta eleştireyim gibi bir düşünce ile filmi izlemedim ama ister istemez bazı sahneleri insanı rahatsız ediyor. Filmin birkaç yerinde kopukluklar mevcut, bunun yanısıra mesaj verme kaygısıyla öyle gereksiz, saçma konuşmalar geçiyor ki “ne alaka” diyebiliyorsunuz. Mahsun Kırmızıgül ve Mustafa Sandal'ın oyunculuğu için ise ne bekliyorsanız ancak o kadar oyunculuk yaptıklarını söylemeliyim.
Filmin artılarından bahsedecek olursak, filmin başında diyebileceğimiz bir bölümde yaşanan polis timlerinin hücre evine yaptığı baskın sahnesi dünya sinemasında ki aksiyon sahnelerini aratmıyor, gayet başarılı. Çekim kalitesi ise yine filmin başka bir artı yönü, abd'de ki insanların müslümanlara bakış açısı, cehalet, kan davası gibi önemli konuların belli ölçülerde mesaj yoluyla verilmeye çalışılması hoş, ama becerizsizce. Ve gelelim en önemlisine, Haluk Bilginer'in bütün filmi tek başına ayakta tutan Hacı Gümüş karakterinde ki oyunculuk performansına... Bir oyuncu bu kadar mı başarılı olur, inanılmaz beğendim.
Sonuç olarak film ne üst seviye ne de yerde sürünüyor, oturup izlenilecek bir film.

Son bir not daha; arkadaşım söyledi, filmin dublajlı versiyonu varmış haberiniz ola.

1 yorum:

Muratonovic dedi ki...

filmin dublajli hali cok kotu olmus.. Ayrica soyledigin gibi yer yer kopukluluklar var ve cok fazla mesaj kaygisi olmus.. Ama genel olarak guzel bir film, ben begendim.. Daha detayli yorumlarim icin burdan da bakabilirsiniz ;

http://bohemdunyam.blogspot.com/2010/11/new-yorkta-bes-minare.html