10,5 nömera

Bu hafta gerçek anlamda doludolu geçti. Yaşananları biraz bekleyip, sağlıklı düşündükden sonra yorum yapmak sanırım en doğrusu. Şimdi sakin kafayla bu hafta yaşananları, etkilerini, yakın gelecekde karşılaşacaklarımızı ele alalım.

* Tigana'dan sonra basına posta koyan birini görmek güzel. Hele ki karga benzetmesi içimde ki yağları eritti. Helal demediysem adam değilim. Ama bu söylemlerin birde rövanşı olacağını Mustafa Denizli unutmamalı. Yapılan bu konuşmaların ardından söylemlerini güçlendirmesi gerekiyor, aksi taktirde bu leş kargaları adamın gözünü oyar, etlerini lime lime eder.

* Belli bir süredir donma, dondurma konuları sayfaların başlıca konularıydı. Dondu, donacak derken en sonunda anlaşma yapıldı ve Delgado'nun sözleşmesi sezon ortasına kadar askıya alındı. Tabiki sözleşmedeki yazılanlar dahilinde, yani Delgado parasını almaya devam edecek. Doğru olanıda bu zaten. Ama işin tartışılması gereken tarafı geçen yıl Delgado'nun sakat olmasına rağmen ameliyata izin vermeyen yönetim, teknik heyet sinek ikilisi. Kendileri açılarından haklı olsalar da bugün gelinen noktada hatalı oldukları fazlasıyla önplana çıkıyor.

* Ne dedik? Evet Delgado'nun sözleşmesi sonunda dondu. Ne diyordu Denizli? 10,5 nomare isterim. Öyle böyle derken sonunda aldık. Şimdi soru şu; yabancı sayımız kaç oldu? Evet bildiniz 9. Devre arasında Delgado'nun dönmesiyle kim gidecek sorusu sanırım ilerki günlerde bayağı bi gündemimizi dolduracak. Hadi hayırlısı nurtopu gibi bir sorunumuz daha yolda. Kendi kendine sorun yaratan kaç kulüp vardır cidden merak ettim.  

* Evet 10,5 nomare'li oyuncumuz sonunda bulundu. Hemde öyle uzak diyarlarda değil yanı başımızda. Ve karşınızda Tabataaaaaaa... Meblağ ise uçukmu uçuk. Tam 8 milyon avro olduğu söyleniyor. Hani 8 değilde 7 olsa ne farkeder ki? Bobo'yu 5 milyon avro'ya satmaya çalışan bir kulübün Tabata'ya 8 milyon veya buna yakın bir rakam vermesi ne kadar iş bilmemezlik, yönetimsizlik kokuyor değil mi? Birde bu transfere onay veren Mustafa Denizli'ye ne demeli? Yürü be Denizli, vizyonuna kurban senin.

* Şimdi bu Tabata transferinin başka bir etkisi daha mevcut. Yakın zamanda aynı kulüpten transfer edilen İsmail Köybaşı isminin Tabata transferiyle yanyana koyulup dile getirilmesi. Şimdi diyebilirsiniz ki;”olsun, ne olacak ki?” İsmail hem Beşiktaş'ın hemde milli takımın değişmezi olacak bir oyuncu. Bu oyuncunun ismini devamlı olarak transfer parasıyla yanyana getirip, insanların gözüne sokarsanız eğer en ufak başarısızlığında tepkiler almaya başlar. Bugün Bobo'nun geldiği durumda bundan farklı değil. Bakın bir haftadır Tabata isminin yanına İsmail'in ismi güzelce yerleştirilip, taraftar pofpoflanıyor. 

* Artık maça geçelim. Gaziantep maçı gerçekden izleyiciler için çok zevkliydi. İki tarafında açık futbol oynayıp, çirkefliğe yatmaması maçın seyir zevkini bir kat daha artırdı. Tek üzücü olan bu güzel futbolun sonuncunda ağların havalanamamasıydı. Maçın teknik taktik analizine girmeyeceğim, benim için önemli olan oynanan futboldu ve bunun karşılığınu bu akşamda fazlasıyla aldım. Bu akşam oynanan futbolun güzelliğini sadece Beşiktaş'a bağlamak haksızlık olacağından dolayı Gaziantep'e de bir alkış lütfen. 

* Bir de sanırım sahaya giren bi gerizakalı vardı. Ne işin var ulan senin orada?

* Son olarak yönetimin ne kadar vizyonsuz olduğunu bildiğimden tek kelime etmeyeceğim ama Denizli'nin de bizim yönetimden aşağı kalmadığını gördüm.  

Hiç yorum yok: