Katilin Uşağı - Algan Sezgintüredi

Uzun zamandır yolunu gözlediğim serinin üçüncü kitabı olan “Katilin Uşağı” yaklaşık bir ay önce çıktı, çıkar çıkmazda alıverdim ve bi çırpıda bitirdim. Aslında bundan önce okuduğum, yazmak istediğim iki kitap vardı ama bu kitabın diğerlerine göre önceliği var. Bunun nedeni de Tefo ile Vedat karakterlerine ayrı bir sevgi beslemem. -Tefo'yu daha çok seviyorum, aman Vedat duymasın!- Algan Bey'in öyle güzel bir üslubu var ki sanki kitaptaki karakterler yan komşum, mahalleden dostum. Haliyle böyle olunca insan bu karakterlere ayrı bir sevgi besleyip, kendine yakın hissediyor.
Bu kitap da serinin diğer kitapları gibi yine Vedat Kurdel'in ağzından çözdükleri davayı, bu süreçte yaşadıklarını biraz espirili, candan, polisiye romanların özüne uygun bir biçimde bize aktarıyor. Bunları yaparkende yazarımız gerçekten mükemmel bir kıvam tutturduğunu söylemeliyim.
Seriyi okumayanlar Vedat Kurdel'de kim diyeceklerdir. Vedat Kurdel kitabımızın ana karakterinden ve “Nezih Dağdelen ve Ort. Özel Araştırma Ltd. Şti.” nin ortaklarından birisi. Bir diğer ana karakterimiz ise Tevfik Dağdelen, Vedat'ın deyişiyle Tefo. Vedat'a nazaran tıfıl ama zeka küpü, Vedat ise Tefo gibi orta yaşlarda iri yarı bir delikanlı. Bu can ciğer sarması iki dost ve çocukluk arkadaşları için daha fazla bilgi vermeyi uygun görmüyorum. Bilmek istiyorsanız eğer hemen kitapları sipariş vermeye davranın.

Konumuz 2009 yılında Haracı ailesinin düzendiği, kahramanlarımızında içinde bulunduğu bahar partisine yapılan kanlı baskınla başlıyor. Baskını yapan altı kişinin hepsi, korumalardan ve davetlilerden de bir kısmının öldüğü bu kanlı baskından kahramanlarımız büyük bir şans eseri yaralanmadan kurtuluyor. Polis yaptığı araştırmada baskını yapanların mafya babası Sacit Korkmaz'ın adamları olduğunu tespit eder. Baskından yaklaşık bir ay sonra bu baskında ölenlerden birisi olan Faruk Yutmaz'in eşi Şahane hanım, Vedat Bey'e eşinin özellikle öldürüldüğü şüphesiyle başvurur. Şahane hanım ismi kadar şahane ama bir o kadar boş bir kadındır. Boş derken işi gücü bırakıp falla, medyumla işi olan tiplerden demek istiyorum. Bu kadar zengin birisi size gelse “efendim, şu olayı incelenmesini istiyorum” dese “yok polis dosyayı çözmüş, ne gerek var” mı dersiniz? Demezsiniz tabi. Bu teklif üzerine Vedat'da işi kabul eder. Dünyanın her yerinde hamilimdir kartı işe yarıyormudur bilmem ama bizde fazlasıyla yaradığını cümle alem biliyor. Böyle bir araştırma için polis'den gerekli bilgilerin alınması, ortak çalışılması gerekmekte, e polise gidip “ben dedektifim, kayıtlarınıza bakıyım” derseniz sanırım alacağınız cevap “s.... git” gibi gir şey olacaktır. İşte burada devreye Tefo'nun polis emeklisi olan, şirkete de adını veren Nezih Dağdelen giriyor. Bu esnada Tefo'yu unuttuk sanırım. Tefo yapılan baskından sonra eşinin hamile olması ve yine eşinin Tefo'nun ölmesinden korkup, başının etini yemesiyle şirketten ayrılıyor. Ve olay incelemek tamamıyla Vedat'ın yeteneğine kalıyor. Gün geçip, ipuçları gün ışığına çıktıkça bu kanlı baskının altından inanılmaz ilişkiler ve olaylar gün yüzüne çıkıyor.

Her zaman ki gibi kitabın başından bir bölümü elimden geldiğince özetlemeye çalıştım. Son olarak kitabımızın 274 sayfa ve Versus yayınlarından çıktığını belirtmek istiyorum. Polisiye roman seveler için biçilmiş kaftan olduğunu söyleyip yazımı sonlandırıyorum.

Deepnote: Katilin Şeyi – Katilin Meselesi – Katilin Uşağı

Hiç yorum yok: