İnsanların daha iyi bireyler olabilmeleri için toplumun veya dinlerin kabul ettiği doğrular üzerine bir takım ilkelerinin olması gereklidir. Bu ilkeleri korumak, onlara göre davranmak sadece sizi iyi bir insan yapmakla kalmaz, dünyayı değiştirmenize de yardımcı olur. İnanmıyor musunuz? Bi düşünün bakalım dünyayı değiştirmek bu kadar kolay mıdır değil midir?.
Yıllardır Beşiktaşlılı duruşu diye bir olgu var, bu olgunun nasıl oluştuğuna bakmak gerekir. Bu camianın özünde olan bir durum mudur yoksa onu yöneten bireylerin kendi karakterleri ile mi ilgilidir? Camianın genel karakteri ise son birkaç ayda yaşananlar neyin nesidir?
Her seferinde tribünler fena halde hayata benzer deriz, benzer de. Peki “iyi bir Beşiktaşlı olmak için iyi insan olmak” sözünü baz alırsak eğer tribünlerde yaşananlar ve yaşatanlar için ne söyleyebiliriz? Bizim gibi insanlar sevgilerinden dolayı cansız varlıklara bir takım değerler, maneviyatlar katarak hayata dönüştürüler. Bir insan gibi; çocuğu, anası, babası, dayısı, dostu gibi davranırlar, iyi bir insan ve başarılı olmalarını isterler. Sanırım bizim gibileri biraz manyaktır. Manyak olmasa cansız bir varlığı hayatlarının göbeğine koyup, bu kadar saçma sapan olguyu böyle bir nesneye yüklerler mi?
Yukarıda iyi insan olmaktan, ilkelerden bahsettik peki yapılanlar bunlarla bağdaşıyor mu?
Mesela Şeref Bey'in kabri başında “kimsenin adamı olmayın, Beşiktaş'ın adamı” olun diyip 24 saat geçmeden birilerinin kolları altında oyuncu karşılamaya giden abicikler, kutsal forma diye sözler sarf ettikten sonra onlara taşıyanlara edilen küfürler, birkaç önce dayak yiyen tribünlerin iki transferde 180 derece yön değiştirmesine ne demeli? Bu kadar kolay mıdır ilkesiz, riyakar, samimiyetisiz davranmak? Maalesef ki bu gözler şu yaşananları gördükten sonra inanamakla inanamamak arasında gidip geliyor. Sanki bir kabus. Keşke kabus olsa diye dua ediyorsunuz. Bu kadar hızlı değişimin veya bizim değişim diye adlandırıdğımız şey hep içimizde olan rezillikler. Hep şunu dile getiriyorum;”birkaç bin kişiyi çıkartın geriye bir şey kalmaz”, hatta daha ileriye gidip o birkaç bin kişiyi çıkartıp geri kalana sarılı, kırmızılı, morlu, pembeli, yeşilli forma giydirin o hep dalga geçtikleri tribünlerden bir farklarını bulamazsınız. Asıl üzücü olan bu değişimi, rezilliği yaşayanların öz eleştiri yapmaması, öylece kabullenmesi. Üzücü...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder