Bir yıldızmı doğuyor ne?


Tiyatroyu ne kadar sevdiğimi yazılarımı biraz takip ediyorsanız anlamışsınızdır. Hep imrenmişimdir tiyatro oyuncularına, emeklerine, azimlerine, soğukkanlılıklarına, özgüvenlerine. O koltuklarda otururken bazen oyuna kaptırmış kendimi farklı dünyalarda bulmuşumdur, bazen oyuncuların yeteneklerini ağzım açık izlemiş, sonunda ellerim kızarınca kadar kadar karşılıklarını vermişimdir. Bugün ise koltuklarda oturmak yerine onlardan biri olmak için tek bir oyun sahnelecek olsa bile çabalıyorum. Uzun sayılabilecek bir süredir çalıştığım firmanın insan kaynakları bir tiyatro kulübü kurmaya karar verdi. Aslına bakarsanız bugüne kadar ne yaptıklarından bile haberim olmayan bu departmanın böyle bir işe kalkışması beni şaşırttı. Kimin aklından çıktıysa aklına sağlık. Sonunda bir işe yaradılar. Bende bu fırsatı kaçırmadım. Yaklaşık bir ay önce bir eğitmen eşliğinde eğitimlere başladık. Yavaş yavaş birşeyler öğrenmeye, birşeyler yapmaya çalışıyoruz. Hani öyle başlıkdaki gibi ilerisi için bir iddam yok, sadece bu işten zevk almak, insanların önünde böyle bir işe girişerek özgüvenimi kazanmak peşindeyim. Fazla mütevazi davrandığıma bakmayın, bende meğersem ne cevherler varmışda benim haberim yokmuş demeden de geçmicem. Biraz şımaralım, diimi? Belkide bakarsınız beyaz perde yeni bir yetenek kazanır. :) Benim Al abiden neyim eksik! Yetenekliyiz vesselam... Daha yeni başladığımız için haftada tek ders ile ağır adımlarla ilerliyoruz. İleride roller dağıtılmaya, ezberler, provalar başladığında haftada 3-4 güne kadar çıkacak olan zor bir dönem başlayacak. Bizim sempatik eğitmen arkadaşın aklında Türk tiyatrosunun ustalarından birinin eğlenceli bir oyunu var. Sanırım bu oyunu sadece şirket içinde değil yardım kuruluşları için bile oynama durumumuz varmış diye bir söylenti dolaşıyor içeride. Umarım olurda bir taşla iki kuş avlamış olur, kendimiz dışında başkalarınada iyiliğimiz dokunur. Bakalım nasıl olacak?
Allah yüzümüzü kara çıkartmasın...

Hiç yorum yok: