Av Mevsimi [2010]

Cem Yılmaz’ın komedi filmlerini pek sevmem, sinemada da izlemem. Sahnede yaptığı doğaçlama, insanları kırıp-geçiren performansını malesef ki sinema perdesine taşıyamıyor. Ama bu başarısızlık gerçekçi karakterleri oynamaya başladığı zaman farklı bir perfromasla az önce yazmış olduğum durumun dışına çıkıyor ve ortaya “Herşey çok güzel olacak”, “Hokkabaz”, “Av Mevsimi” gibi filmler çıkıyor. Bizde kendisini ayakta alkışlıyoruz. Bu filmde canlandırmış olduğu cinayet masası poliserinden Deli İdris karakteri ise kendisine cuk diye oturmuş. İdris; hayatı dalgaya alan, güleryüzlü biri gibi gözüksede çabuk parlayan, düşünmeden hareket eden, serseri mayın biri. Kendisi Karadenizli, eşinden ayrılmış –ama hâlâ aşık-, iki çocuğuyla beraber annesiyle beraber yaşıyor. Karadenizli diyince filmde sizin bildiğiniz gibi yöre şivesiyle filan konuşmuyor, annesi ile lazca konuşuyor.




Filmin diğer karakteri ise Şener Şen’in oynadığı Avcı Ferman. Emekliliği gelmiş bir cinayet masası komiseri olan karakterimiz yılların vermiş olduğu tecrübenin yanısıra azim, zeka gibi özellikleriyle öne çıkıyor. Şener Şen’in “Eşkiya”, “Kabadayı” gibi filmlerinde canlandırdığı ağır abi rolleri ile bu filmdeki rolünü kıyaslayan izleyiciler için silik bir görüntü çizebilir ama tam aksine Şener Şen bu tarzda bir karakteri hakkıyla oynamış ki o yaşta bir karakterinde eski İstanbul kabadayıları gibi takılması pek mantıklı olmazdı.

Son olarak İstanbul’da yaşayan Adanalı, zengin, yukarılardan birçok tanıdığı bulunan Battal Çolakzade. Bütün işlerinin yönetimini çocuklarına bırakıp kenara çekilmiş Türkiye’nin ünlü iş adamlarından. Sert bir mizaca sahip olan Battal Bey, kendine ilke olarak “ya sen indirirsin ya da biri seni indirir” düşüncesini belirlemiş. Bu da başarıya giden yolda herşeyi mübah gördüğü anlamına geliyor ki filmde bu şekilde ilerliyor. Böyle bir düşünceye sahip olmasını ise şöyle anlatıyor; “babam avlanmayı severdi. Birgün avlanmaya gittik, vurduğumuz bir geyik gözlerimin içine öyle bir baktı ki dayanamadım, ağladım. Bunu gören babam bana son kez bir tokat attı. Ve dedi ki;” ya ağlama ya da buraya gelme” –veya buna yakın- Bu düşünceyle yetiştirilen bir kişininde ilerki yaşlarda bu duruma gelmesi gayet normal. Böyle bir karakteri başarıyla canlandıran Çetin Tekindor’a da bizden alkış...

Filmin
(+)
* Oyuncu performansları üst seviye; Şener Şen, Çetin Tekindor ve Cem Yılmaz'ı performanslarından dolayı tebrik etmek gerek.
* Cem Yılmaz Karadeniz Türküsü Hayde'yi öyle güzel söylüyor ki insan istemeden eşlik ediyor. Yukarıda var dinleyin muhakkak. Aşağıya sözlerini ekledim birlikte söylersiniz artık. :)
* Cem Yılmaz'ın (İdris) annesi ile yaptığı lazca konuşmalar... Biraz duygusal yaklaşıyor olabilirim bu konuda. :)
* Hayde türküsünü söylerken ellerdeki rakı kadehleri... Filmi yasaklamasınlar özendirir filan diye.
* Böyle bir filmde bile Cem Yılmaz sayesinde gülebiliyorsunuz.

(-)
* Katili anlamanız pek zor olmuyor. Bu konuda biraz yavan kalmış filmimiz.

Deepnotefinaliavi: Sonuç olarak size hoş zamanlar geçirtecek kaliteli bir yapım.

İyi seyirler...

Hayde

Hayde gidelum hayde
Dağa k’arayemişa
Elun nişanlısına
Ben nasıl deyim hayde

Çiktum çamı budadum
Endurdum yarısına
Böyle sevda mi olur
Girsun yerun dibina

Kızılağaç fidani
Tepeden budanur mi
İnsan sevduği yardan
Bu k’adar utanur mi
Endum dere duzina
Aşlamayi aşladum
Sevdaluk eyi şeydur
Ben da yeni başladum

Sevdaluk eyi şeydur
Ben da yeni başladum
Sevdaluk eyi şeydur
Ben da yeni başladum
Elun nişanlısına,
Ben nasıl deyim hayde?

1 yorum:

yürü güneşe dedi ki...

Kazım abinin söylediği bu güzel şarkının ticari amaç için söylenmesi rezilce bir durum. Bunu düşünenin de, söyleyenin de...