300 Arenalı

Duydum, gördüm, iğrendim, bunaldım, sinirlendim, koydum, utandım, acıdım! Türkiye'de her zaman siyaset bir şekilde sporun içinde oldu, olacakta. Olmaması mümkün mü? Hayır. Bugüne bakarsak eğer karşımıza belediye takımları, devlet ile iç içe geçmiş yöneticilerin iş ortaklıkları veya kucaklaşmaları karşımıza çıkar. Mesele bu .oktan duruma kimlerin ne durumda karşı çıkacağı. Hatırlanacağı üzere Gs tribünleri bir ses verdi, ki Gs kulübü siyasetten yeterince beslenmiş bir kulüptür. Gs'li arkadaşlar buna karşı çıkacaklardır belki ama benim için geçmiş bunun örnekleriyle doludur. Herneyse, olay Gs'nin geçmişi değil bugün gelinen nokta, yapılan protestodur. Arena stadında yaşanan protestodan sonra yerden yere vurulan Gs tribünleri bir anda bundan faydalanmak isteyenlerin “U” dönüşü ile 300-500 kişinin provakasyonu bağlandı. Zaten Gs tribünleride böyle şey yapmazmış. Niye? Onlar nankör değillermiş, bir tane babaları varmış, onlar tweeter kullanmazlar, facede gezinirlermiş. Bu protestonun elbet siyasi bir tarafıda muhakkak olacaktır, o insanlarda bu ülkede yaşayan bireylerdir. Ama başka bir gerçek daha vardır ki o stadda taraftara, camiaya edilen hakaret siyasi görüşün önüne geçen bi durumdur, böyle yapılan bi konuşmaya sadece yuh çekmek azdır. Demokrasiden bahsedilen bir ülkede demokratik haklarını kullanan insanlara söylenenler, yapılanlar stadda söylenenlerden bin kat daha beterdir.

Bu protestodan sonra yaşananlar başka bir gerçeği tekrar tekrar yüzümüze vurdu. Hükümet demokratız diye bol kepçeden sallasada ne kadar faşist ne kadar despot bir yönetim anlayışında olduklarını açıkça gösterdi. Hakaretler, tehtidler, polisi, savcıyı ortaya sürmeler, göz korkutmalar. Anlayacağınız “üçüncü dünya ülkesiyiz” klişesi bir defa daha beden buldu.


* Hükümet; stadın açılışından nemalanmak istedi, protesto edildi. Bu seferde mazlum, ezilmiş ayağından nemalanmaya çalışıyor ki bakanın biri bunu çekinmeden dile getiriyor. E, bunlar değil miydi iktidara böyle gelen?

*Adnan Polat; işadamlığı nedeniyle hükümetin kucağında, böyle bir protestodan sonra ne yapacağını şaşırdı. E, o da kendine yakışanı yaptı. Hükümet lehine açıklamalarla gönüllerini almaya çalıştı. Akside beklenemezdi. Kucaklarında olmasaydı ne olurdu? Değişen Bir şey olmazdı.

* Ultraslan; çevir kazı yanmasın tadında yaptıkları kolpa açıklamalar. Dik durmak zor maharet!

En son katılamadığım ama gururlandığım farklı tribünlerin katıldığı Taksim yürüyüşü, umarım bu kıvılcım yangının başlangıcı olur.



Hiç yorum yok: