Rüya'nın babası

Mavi denizin üzerinde tahtadan yapılmış bir iskele, iskelenin üzerinde merdivenlerle çıkılan denizin, rüzgarın ve zamanın yıprattığı bir ev. Uzaktan gördüğümde kim olduğunu seçemedim, iskelede ağır adımlarla yürümeye başladım. Adama yaklaştıkça gözlerime inanamadım! Üzerinde bir tulum, kafasında balıkçıların takmış olduğu bir bere. İki büklüm olmuş denizin bir noktasına gözleri odaklanmış; yorgun, dalgın, yılgın. Yaklaştım,
“baba, Süleyman baba!” dedim. Hiç istifini bozmadı, “herkes yukarıda, Baba Hakkı'da. Hadi gel!” dedim, “daha sonra gelirim” dedi. “Ben bir görüneyim” dedim. Uyandım!

Hayatımda çok garip rüyalar gördüm de böylesine ilk kez denk geldim. Sabah sabah hayırlara vesile olur inşallah.

Hiç yorum yok: