Devrimden Sonra [2011]

Sinema tarihine bakıldığı zaman yapılan filmler sadece sanat veya para için yapılmamıştır. Bazen yaşam tarzlarının empoze edilmesi, bazen farklı düşünceleri karalamak, bazen ise istenilen siyasal düşünceleri şırıngalamak içinde kullanılmıştır. Örnek olarak abd'nin devamlı dünyanın başına gelen belalar serisinden kendine kurtaracı rolü biçmesi veya yahudilerin 2. dünya savaşını konu alan bilmem kaç yüz film çevirmesi gibi konular gösterilebilir. Sinema, basın gibi yazı veya görsel iletişimi iyi kullanabilen düşünce toplulukları çok daha büyük kitlelere rahat bir şekilde ulaşabilmekte, isteklerini, dertlerini, yapabilceklerini anlatarak kendine meyilli veya kendi gibi olanlar ile buluşabilmektedir. Tabi burada altı çizilecek nokta bu iletişim yapılarını iyi kullanabilmek. Belli bir süredir beklenen bir film olan “Devrimden Sonra” 6 Mayıs gibi anlamlı bir günde vizyona girdi. Konu olarak bakıldığı zaman gerçekten ilgi çekici, oyuncu kadrosu kaliteli oyunculardan oluşmuş, filmin arkasında ise Nazım Hikmet Kültür Merkezi var. Peki bu kadar artının olduğu bir film nasıl mundar edilir?

Filmin ismine bakıldığı zaman siyasi bir film olacağı aşikar, yıllarca karalama kampanyasına maruz kalmış bir siyasal görüşün anlatıldığı bu film muhafazakar olan Türkiye toplumuna göre zaten tersken siz filmi propaganda tarzı ele almaya kalkarsanız eğer benim gibi bir izleyicinin aklına ilk gelecek olan “bu film sadece belli bir kesim için çevrilmiş” düşüncesidir. Kısacası yukarıda yazdığım büyük kitlelere ulaşma hedefi düşüncesine tezat olan sadece birilerinin kendini eğlendirme çalışmasından öteye gitmeyen bir çalışma ortaya çıkar. Filmin yönetmeni Mustafa Kenan Aybastı “Ama ben sosyalistlerin izlemesi için bir film yapmadım” diye söylesede 8 farklı kısa öykünün birleşmesinden, belli bir konu bütünlüğü olmayan, özü sosyalizm olan bir sinema filmine Türkiye'de hangi profilde izleyici gider ve sayısı ne kadar olur? İllaki sosyalizm şudur budur diye üstüne basarak sadece belli bir kesime hitap etmek yerine dünyada birçok örneği olan tarzda insanların bilinçaltlarına hitap eden daha büyük kitlelere ulaşabilen filmler yapmak daha mantıklı değil midir? Tabiki isteyen istediğini yapar, ama bana göre kötü bir yapım, sevgili dostuma göre ise “ilkokul müsamelesi gibi olmuş”.

Buradan yönetmenin film ile ilgili söyleşisine ulaşabilirsiniz.

Hiç yorum yok: