Engelleri yıkıyoruz

Ülkemizde engelli vatandaşlarımızın sorunlarıyla ne kadar ilgilenildiğini sanırım az çok biliyoruz. Bu sorunlarla bu kadar kısıtlı ilgilenildiği bir ülkede -bu hem devlet , hemde vatandaşlarımız açısından - insanlarımız kendi ayakları üzerlerinde durmak için çok çaba sarf ediyorlar. Ayakları üzerinde satırını biraz açmak gerekirse ; manevi açıdan zaten gerek aileleri , gerekse çevreleri bu desteği veriyordur ama bu hayatın bir de maddiyat yönü olduğunu unutmamak gerekiyor. Büyük şirketlerin kadrolarında belli bir sayıda engelli vatandaşlarımızın çalıştırılması gerçekten olumlu. Devletin bu tür yasalar çıkartması yanında spor kulüplerininde engelli vatandaşlarımıza -engelli demekten hoşlanmıyorum ama ne söyleyeceğimide bilmiyorum- yönelik spor faliyetlerine destekler vermesi çok önemli. Bu sayede insanlarımız spor yapmanın yanında kendi paralarını ve özgüvenlerini kazanarak hayata daha sıkı bağlanacaktırlar.
Yukarıda yazdıklarımız biraz daha işin maddiyat yönü olsada ülkemizde engelli vatandaşlarımız için farklı düzenlemeler yapılması şart.
Bazen engelleri aşmak yetmez , yıkmak gerekir.

Cumartesi İstanbul'da yazdan kalma bir hava vardı. Havalar böyle oluncada heryer tıklım tıklımdı. Öğleye yakın Üsküdar'dan Beşiktaş'a geçip yolumu Süleyman Seba spor tesislerine çevirdim. Haftaiçi forumları gezdiğimden ne tür maçlar , organizasyonların olduğunu takip edip , elimden geldiğince gitmeye çalışıyorum. Bugüne kadar çok farklı spor dallarını izlmeye gittim. Bunların arasında basketbol , hentbol , voleybol , engelli basketbol, paf maçları vs vs. uzar gider. Bu hafta da Cadbury Kent Engelli Yıldızlar ile maçımız vardı. İlk üç peryod başabaş geçmesine rağmen 4. peryodda oyunu kopartıp 67-53 kazandık. Kazanıp kaybetmenin yanında salonda mücadele eden insanlarımızın azimlerini , hayata bağlılıklarını ayakta alkışlamak gerekir. Salondaki taraftar sayısınımı sordunuz? Oyuncuların yakınları hariç 5-6 kişiydik.

Armamızın olduğu heryerdeyiz.




Hiç yorum yok: